Aliyev gel dese, 800 bin türk asker Bakü’ye koşar – Türk yazar

0

Axar.az türkiyəli yazar Həsən Barının məqaləsini orijinalda təqdim edir:

Yıl 1915, Çanakkale Savaşı’na gönüllü gelip şehit olan Azerbaycanlı Türk sayısı üç binden fazladır. Yaralı sayısı da bilinmiyor.

Enver Paşa’nın görevlendirdiği Nuri Paşa Komutası’ndaki Kafkas İslam Ordusu 1918’de Bakü’yü düşman işgalinden kurtardı.

Bu olaylar, Osmanlı Devleti zamanında olanlar.

Gelelim Kurtuluş Savaşı’na:

Kurtuluş Savaşı’nda, Atatürk yardım ister. Azerbaycan’dan çok miktarda altın, petrol gönderilir. Atatürk, Neriman Nerimanov’a mektup yazıp borcumuz ne kadar diye sorar. Nerimanov’un cevabı çok manidardır: “Borç dost ile dost arasındadır, kardeşin kardeşe borcu olmaz”.

Mürsel Bakü, I. Dünya Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı’nda önemli görevler üstlenmiş, Bakü ve İzmir şehirlerini düşman işgalinden kurtarmış, sonrasında bir dönem milletvekilliği yapmış Kafkasya asıllı Türk askeri. 9 Eylül 1922 sabahı, 1. Süvari Tümeni’nin komutanı olarak İzmir’e ilk giren Türk paşasıdır ve soyisminden de anlaşılacağı gibi, Azerbaycan Türkü’dür.

Hâlâ yarasından kan gelirken yaralı-yaralı İzmir Hükümet Konağı’ndan Yunan bayrağını indirip Türk bayrağını dikerek bu zevki ve gururu kimseye bırakmayan Şerafettin İzmir Kafkas kökenli, kesin bilgiye rastlamasam da büyük olasılıkla Azerbaycan kökenlidir.

1. Karabağ Savaşı’nda gizli yollardan gidip savaşa gönüllü katılan bir çok asker oldu. Tükiye’den gönüllü gidenlerden oluşan Rüzgar Birliği’nin komutanını, orada gazi olanların bazılarını yakinen tanırım.

1. Karabağ Savaşı’ndan sonra Azerbaycan Ordusu’nun eğitimi için Azerbaycan’a iki yüz subay gönderilir. Türkiye’deki harp okullarında Azerbaycanlı subaylar yetiştirilip, Azerbaycan’a gönderilir, onlar da Azerbaycan’da subay ve askerlerini yetiştirir.

Azerbaycan Ordusu’na komuta ederek zaferden zafere koşan subaylar Türkiye’de eğitim almış bu subaylardır.

Yıl 2000, İran, Azerbaycan’ın petrol gemilerini Bakü’ye kadar çekilmeye zorlamıştı. Türkiye’den İran’a cevap geldi: “Bunu tekrarlarsan karşında Türkiye Donanması’nı bulursun”.

Yıl 2001, İran, Azerbaycan Hava Sahası’nı ihlal edince, Türkiye tarafını ve yapabileceklerini belli etmek amaçlı, Türk Şahinleri’ni Bakü’ye gönderir.

Bunlar belirttiğim tarih aralıkları arasında yaşanılanların sadece ve sadece bazıları!

Daha yakın zamanda, iki devlet, tek millet mantığıyla değil; tek devlet, tek millet mantığıyla imzalanan Şuşa Bildirgesi kapı gibi duruyor.

Uluslarası Hukuk’a göre devletlerde süreklilik vardır ve devletlerin yaptığı antlaşmalar bir iki üç hükümetlik değildir.

Ermeniler, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini başka ülkelerle karıştırmasın.

Bizim bağlarımız, Ermenistan ordusu Azerbaycan Ordusu karşısında ezim ezim ezilirken, bir iki açıklama yapmaktan öte birşey yapmayan Fransa ile; gizli-gizli yaramazlık yapan yaramaz çocuk edasıyla Ermenistan’a silah gönderen İran ilişkisine benzetmez. Onlara gaz veren Fransa, Tovuz Saldırısı’ndan sonraki savaşta, 2. Karabağ Savaşında Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarını Ermenistan bir-bir kaybederken neredeydi?

Türkiye’yi yöneten hükümetler olsa da, özellikle dış politikada ve özellikle de Azerbaycan ile ilgili konularda Türkiye’yi devlet aklı yönetir. Devlet aklının arkasında ise ona destek veren yüzde 60’dan fazla oy potansiyeline sahip olan Türk Milliyetçileri ve Azerbaycan-Türkiye kardeşliğini savunan yüzlerce sivil toplum örgütü vardır.

Hiçbir hükümet de bunları yok sayıp; bunların istemediği kararları alamaz.

Yüz yılı aşkındır iki devletin en zayıf zamanlarında bile değişmeyen, kan bağıyla, ortak kaderle bağlı politika; şu an çok güçlü olduğumuz dönemlere gelmişken; değil bir, üç-beş hükümet değişince mi değişecek!

Gelelim vatandaş boyutuna;

Reuters, “Türkiye’de öl denilince ölecek sekiz yüz bin insan var” diye araştırma yapmış (on sene önceki araştırma, sayı şimdi daha da arttı).

Bu milliyetçilerin Azerbaycan’a gelmesi, Azerbaycan Prezident’inin “gelin” demesine bakar.

Ermenistan’ın, kadın, kız, yaşlıları toplayarak cephede savaşacak asker sayısı altmış bini geçmez.

Kaçak avlananları bırakın, Türkiye’de, devletten izin alarak avcılık yapanların sayısı üç yüz binden fazla.

Uyarmadı demeyin, çoğu da domuz avcısı!

Siz Ermeniler, Ermeni basını;

Bu kadar anlatımımdan sonra Türkiye’de hükümet değişirse, Azerbaycan politikası da değişir diye sevineceğiz mi diyorsunuz?

Tamam sevinin!

Nasıl olsa biz cephede, daha önce üzdüğümüz gibi üzmesini biliriz!

Şunu da aklınızdan çıkarmayın:

“Ne mutlu Türküm diyene!”

Leave A Reply

Your email address will not be published.

Tərcümə »